Hakkımızda

İsmail Özyurt Kimdir?

---

Bazı sorular vardır insanın gerçekten yanıtlaması zor olan, özellikle de kendisi ile ilgili mevzularda- bu soru da onlardan olsa gerek-İsmail Özyurt sıradan bir insandır, her sıradan insan gibi yaşayabilmek nefes alabilmek adına tutkuları vardır onun da tutkusu fotoğraftır. Kuracağım cümleleri bir edebiyatçı gibi afilli söylemek mümkün ancak hayatını olabildiğince sade yaşayan biri olarak İsmail Özyurt kısaca düğün fotoğrafçısıdır. Yeni şehirler keşfetmeyi, doğayı , bisikleti , makineleri sever. Bisiklet onun için sadece bir ulaşım aracı değil doğa ile arasındaki gizli bir geçiştir. İkiz kız kardeşi ve ablası hayatında ki vazgeçilmezlerindendir.

Fotoğrafçı olmaya ne zaman ve nasıl karar verdiniz?

---

Üniversiteye başladğımda aldım ilk makinemi, ama ondan öncesinde de fotoğraf çekiyordu gözlerim. Gezdiğim, dolaştığım sokaklarda, uzun uzun bakıyordum. Hapsediyordum belleğime. Bunu ilk analog makinelerle somut hale dönüştürdüm, sonrasında dijital fotoğrafçılık beni de esir aldı.
Lisans eğitimimi makine mühendisliği üzerine tamamladım, 4 yıl boyunca amatör olarak fotoğrafla ilgilendim, ama okulun son dönemlerine doğru mühendislik yap(a)mayacağımı, yapmak istemediğimi yavaş yavaş anlamaya başladım, fotoğrafçılığı bütün hayatımı kapsayacak bir meslek haline getirme fikri üzerine yoğunlaştım bu dönem. O yolda ilerliyorum.
Herkes fotoğraf çekebilir, ama herkes fotoğrafçı değildir. Hele ki sanatçı hiç değildir. Ama ben düğün fotoğrafları ile sanatı az da olsa birleştirmek için çabalıyorum, bakış açım bunun üzerine kurulu.

“George Sand der ki : Mutluluk daima yakınımızdadır , yakalamak için çoğu zaman elimizi uzatmak yeter. Mutluluk paylaştıkça çoğalan bir şeydir ve ben çiftleri çekerken onların sevgilerinden besleniyorum. Benim için mutluluk onları kadrajımın içine almak yaşamak gibi bir şey oluveriyor. Tıpkı George Sand’in aşkının Chopin’e ilham vermesi gibi onların mutlulukları ve aşkı da bana ilham veriyor. Sand’in de dediği gibi ben sadece elimi uzatıyorum.Sonrasında sadece fotoğraflarım konuşuyor. O anları tekrar yaşatıyor…”